Değerli Öğretmenlerimiz,
Velilerimiz ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Bekçisi Sevgili Öğrenciler,
Büyük önderimiz Mustafa
Kemal Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 79. Yıl dönümünde sevgi, saygı ve
özlemle anmak için bugün bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Çok az millet, tarihin en büyük liderlerinden biri
için, “O bizim liderimiz” diyebilme şansına sahiptir. Şanslıyız, çünkü O millet
biziz.
Şanslıyız, çünkü O, eşsiz eseri Cumhuriyeti bize miras
bırakmış.
Şanslıyız, çünkü O, Türk toplumunun ortak değeri olarak bizlere yol göstermeye devam
ediyor.
Şanslıyız, çünkü O, olmasaydı biz de olmazdık.
Tüm dünyanın saygıyla andığı, 20. Yüzyılın dâhisi Atatürk aramızdan ayrılalı tam 79 yıl
geçti. Aradan geçen bunca yıla rağmen,
Türkiye’nin her bir köşesini Atatürk heykelleri süslüyor. Vicdansızlar fikirlerini yıkamadıkları
için, heykelini yıkmaya kalksalar, yerine onlarcası yapılıyor.
Şehirlerdeki ana caddeler, meydanlar, havalimanları,
kültür ve spor merkezleri Atatürk adıyla
anılıyor. Adını silmek için fırsat yaratıp yenisi yapmaya kalksalar, hatıralarını
silemiyorlar, yenisine de Atatürk adını vermek zorunda kalıyorlar.
Atatürk’ün kabri Anıtkabir, Türkiye’nin her köşesinden, her yaştan ve her kesimden
ziyaretçilerle dolup taşıyor. Bugün Anıtkabir’e gidecek olsanız kalabalıktan
içeri giremezsiniz.
Sadece 10 Kasım’da değil, yılın 365 günü Anıtkabir ve
Dolmabahçe milyonlarca ziyaretçiyi ağırlıyor. Üstelik kimseye bedava ulaşım ya
da erzak verilmiyor.
Türk, Kürt, Çerkez, Laz olmak fark yaratmıyor. 10 Kasım’da
saat 9’u 5 geçe, Türkiye’de, hayat
duruyor. “Ne mutlu Türküm!” diyebilen herkes esas duruşa geçiyor. Sirenler
çalarken hepimizin gözü yaşla doluyor.
Gençler moda akımı ne olursa olsun, Atatürk tişörtü giymekten gurur duyuyor.
Bizler de, Atatürk temalı kravat veya fular gibi tekstil ürünlerini giymek için
fırsat kolluyoruz.
İmzası dövme olarak, insanların bedenine işlemiş başka
bir dünya lideri yeryüzünde bulunmuyor.
Hiçbir bariyeri ya da otoyol gişesini açmıyor, ama
arabaların camları Atatürk çıkartmalarıyla süsleniyor.
En çok Atatürk rozeti
satılıyor. İkinci sırada ise barış rozeti.
Ata Koleksiyon adıyla kupa, anahtarlık, kalem, saat ve
birçok aksesuar satılıyor. Sinema kahramanlarının aksesuarları var ama hiçbiri
kalıcı değil. Birkaç ay içinde raflardan kalkıyor. Ata Koleksiyon ise yıllara
meydan okuyor.
Anlattıkça devamı geliyor ancak, Atatürk sevgisini ifade eden örneklerin sonu gelmiyor. 79 yıl değil
de, 179 yıl da geçse, teknoloji değişir, alışkanlıklar değişir, ancak Türk toplumunun Atatürk sevgisi hiçbir zaman değişmez. Hiç düşündünüz mü? Neden
böyle diye?
“Rüzgar ateş için neyse, ayrılık
da aşk için odur; küçük bir aşkı söndürür, büyük bir aşkı daha da güçlendirir.”
demiş Hz. Mevlana.
Yediden yetmişe hepimizin kalbindeki Atatürk sevgisi yıllar geçmesine rağmen
azalmak bir yana, daha da güçleniyor. Aradan geçen zaman ve hatta Atatürk'e karşı yapılan vefasızlıklar,
bu sevgiyi daha da büyütüyor. Onun karşısındaki düşünceler ise sönmeye mahkûm
kalan birer kıvılcım olmaktan öteye gidemiyor.
Türk toplumunun kalbinde Atatürk’ün yerini tutacak başka bir lider çıkmadı, çıkmayacak. “Eğer ülkeni kurtaracak bir lider
beklemekteysen, ben size hiçbir şey öğretememişim.” sözüyle Atatürk, Türkiye’nin geleceğinde
liderlerin değil, Onun izinde gidenlerin ortak aklıyla çağdaş uygarlık yolunda
ilerleyebileceğimizi ifade etmiş ve geleceğe ışık tutmuş.
Siz YÜCE’len gençlerin, yüreğindeki Atatürk sevgisi, Onun işaret ettiği yoldan
yürüyeceğinizin ve Türkiye’yi yükselteceğinizin teminatıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet
ettiği gençler sizlersiniz! Sizlere, bu uğurda rehberlik yapan idarecileriniz
olarak, taşıdığınız bu emanetin değerinin ve sorumluluğunun bilincinde
olduğunuza inanıyor ve sizlere güveniyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle sizleri sevgi ve saygıyla
selamlarken, bizlere bağımsız bir ülke bırakan, hak ve özgürlüklerimizi
kazandıran Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün
79. yıl dönümünde büyük bir sevgi, saygı, rahmet ve şükranla anıyorum.
Saygılarımla,
Kağan
Kalınyazgan