Sevgili Öğrenciler, Velilerimiz, Öğretmen ve İdarecilerimiz, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 101. yıl dönümünde sizleri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
19 Mayıs, tarih sahnesinden silinmek üzere olan bir milletin ayağa kalktığı Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla milli mücadele kıvılcımının yakıldığı tarihtir. 19 Mayıs, Türk ulusu için aydınlığa, özgürlüğe ve çağdaşlığa atılan ilk adımdır.
15 Mayıs 1919’da Yunanlılar, İzmir’i işgale başlamışlardı. Bu sırada Bandırma Vapuru’yla Samsun’a doğru yola çıkan Mustafa Kemal yanındakilere Anadolu’ya ne silah ne de cephane taşıdıklarını, ideali ve inancı götürdüklerini söylüyordu. İleride “Büyük İdeal” olarak tanımlayacağı milli egemenliğe dayalı, özgür ve uygar bir toplum oluşturma düşüncesiyle, umutların tükenmeye başladığı bir anda, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal, Samsun Limanı’na vardı. “Türk Milleti için bağımlı yaşamaktansa ölmek daha iyidir!” diyerek milli mücadeleyi başlattı.
Mustafa Kemal, “Büyük İdealini” gerçekleştirebilmek için öncelikli olarak milli güçleri birleştirmek, siyasi birlik ve beraberliği sağlamak gerektiğini biliyordu. Bu nedenle Kurtuluş Savaşı’nın yönetim mekanizmalarını oluştururken genelge ve kongrelerle milli egemenlik anlayışını çevresinde yaydı. Büyük Millet Meclisini açmakla birlikte milli egemenlik ilkesini yürürlüğe koydu ve böylelikle “Büyük İdealinin” ilk adımı olan milli egemenliğe dayalı toplum düşüncesini gerçekleştirmiş oldu. Aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nın “bir isyan hareketi” değil de “millî bir hareket” olduğunu bütün dünyaya ilan etti.
Muharebeler döneminde ise yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen “Büyük İdealine” sıkı sıkıya sarıldı ve özgür bir toplum oluşturmak için cephelerde, düşmanla göğüs göğüse savaştı. 30 Ağustos, Başkomutanlık Meydan Muharebesi zaferiyle Türk milletini özgürlüğüne kavuşturarak “Büyük İdealine” bir adım daha yaklaştı.
29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle birlikte Mustafa Kemal “Büyük İdealinin” üçüncü ve son adımı olan uygar bir toplum oluşturmak amacıyla devrimler yapmaya başladı. Atatürk İlke ve İnkılapları olarak hayata geçen bu devrimlerle 15 yılda Türkiye Cumhuriyeti adeta çağ atladı ve dünyadaki uygar devletler arasındaki yerini aldı.
Atatürk’ün yaşamı boyunca kutsal bir görev olarak gördüğü “Büyük İdealine” tutarlılıkla bağlı kalması attığı her adımda doğru karar almasını ve başarıya dönüşmesini sağlamıştır. Türk ulusuna liderlik ettiği dönemde temel değerlerinden ve ilkelerinden hiçbir zaman ödün vermemiş, ucuz ve geçici çarelerle yetinmemiş, hiçbir zaman halkı anlamsız maceralara sürüklememiştir. Atatürk’ün tekrar tekrar okunup ders çıkarılması gereken ve geleceğe ışık tutan yüzlerce güzel sözü bulunmaktadır. Yaşamı boyunca konuşmalarında yer verdiği bu sözlerinin birbiriyle çelişmemesi ve büyük bir tutarlılık içerisinde olması ise idealistliğinin bir sonucudur. “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin.” Diyecek kadar da ileri görüşlü bir liderdir.
Tarihte dünyayı değiştirenler her zaman idealist insanlar olmuştur. İdealist insanlar, sağlam ve etkili kararlar almaya dikkat eden, geleceğin aydınlık olması için çabalayan, yüksek değerlerine göre yaşayan sabırlı, fedakâr ve çalışkan insanlardır. Atatürk yaşamı boyunca “Büyük İdealine” tutarlılıkla bağlı kalarak ve attığı her adımda bunu sorgulayarak hareket etmiştir. Böylelikle örnek bir insan ve yüreklere dokunan bir lider olan Atatürk geniş halk kitlelerini yönlendirmeyi başarmış ve Türk Milletini yanına alarak ülkemizi çok kısa bir süre içerisinde karanlıktan aydınlığa taşımıştır.
Sevgili öğrenciler,
Atatürk’ün izinden gittiğimiz ve onun “Büyük İdealine” bağlı kaldığımız sürece kendimizi ve dünyayı değiştirecek o idealist düşünce bizlerle birlikte yaşamaya devam edecektir. İçinde bulunduğunuz koşullar ne kadar olumsuz olursa olsun Ata’mızı örnek alarak ve gözlerindeki ışığı takip ederek aydınlık geleceğe kavuşacağımızdan emin olabilirsiniz. Ata’mızın yaşamı boyunca tutarlılıkla bağlı kaldığı “Büyük İdeal”’i YÜCE Ailesi olarak kutsal bir görev olarak benimsiyor ve bu sorumluluğu taşımanın onurunu siz YÜCElen gençlerimizle paylaşmak istiyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nızı kutluyor, Başkomutanımız ve Ulu Önderimiz Atatürk’ü ve tüm şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyor, onlara duyduğumuz sonsuz saygı ve gönül borcunu bir kez daha yinelemek istiyorum.
Saygı ve sevgilerimle,
Kağan Kalınyazgan