Sevgili Öğrencilerimiz, Değerli Velilerimiz, Öğretmen ve İdarecilerimiz...
Bu özel günde sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet’in kuruluşunun 97. yıl dönümünde sizlerle birlikte olmaktan, coşkunuzu ve sevincinizi paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.
Cumhuriyet Devrimi, Atatürk’ün gençliğinden itibaren hayalini kurduğu, zamanla olgunlaştırdığı, Bandırma Vapuru’nda somutlaştırdığı ve uygulamaya geçmek için en uygun zamanı sabırla beklediği büyük bir uygarlık projesidir.
Avrupa’da faşizmin yükseldiği bir dönemde Atatürk, çağın çok ilerisinde bir devrimi gerçekleştirerek neredeyse bir asır önce Cumhuriyeti ilan etmiştir. Cumhuriyet, I. Dünya Savaşı’ndan büyük bir kayıpla çıkan, orduları dağıtılmış, dört bir yanı işgal edilmiş, yoksul, geri kalmış, aşiret ve tarikat baskısı altındaki bir ülkeyi kısa bir sürede çağdaş ve tam bağımsız bir ülke haline dönüştürmüştür.
Atatürk’ün önderliğinde Türk milleti, iki büyük zafer kazanmıştır. Birincisi para, asker, silah ve cephane üstünlüğüne rağmen, imanla ve cesaretle emperyalist ülkelerin yenilgiye uğratıldığı Kurtuluş Savaşıdır. İkincisi ise Cumhuriyeti ilan ederek geri kalmış, yoksul bir ülkeyi, çağın ilerisinde bir vizyonla ve kararlılıkla egemenliğe dayalı, uygar ve bağımsız bir toplum haline dönüştürmesidir. Bu iki büyük zafer emperyalizmin ezberini bozarak Atatürk’ü ve Türk milletini ezilen ve sömürülen Doğu coğrafyasında adeta bağımsızlığın sembolü haline getirmiştir.
Türkiye’nin içeriden ve dışarıdan emperyalist bir kuşatmayla çevrildiği bu günlerde Atatürk’ün gelip ülkeyi içinde bulunduğu durumdan tekrar kurtarmasını dileyen çok kişi vardır. Hâlbuki Atatürk Gençliğe Hitabe ’de olduğu gibi ileride ülkemizin karşılaşabileceği tehditleri öngörmüş, kurtuluşu kendimizde aramamız ve Onun çizdiği çağdaş medeniyet yolundan yürümemiz gerektiğini defalarca belirtmiştir. Bu nedenle çağının çok ilerisinde bir vizyonla kurulan Cumhuriyet’in temel felsefesini anlamalı, attığımız her adımda kültürümüzle bütünleşen sanat, düşünce ve bilimden yana olmalıyız. Ancak bu şekilde Atatürk’ün büyük mirası olan Cumhuriyete sahip çıkabilir ve yaşatabiliriz.
Sevgili YÜCElen gençler,
Kurulduğumuz günden itibaren YÜCE Okulları çatısı altında Kurtuluş Savaşımızı ve Cumhuriyet tarihimizi sizlere anlatmakla kalmıyor, Milli Mücadele ruhunu yaşatarak yurt ve bayrak sevgisini yüceltmeye devam ediyoruz. Karşılaştığınız problemler ne kadar büyük olursa olsun o ruhu hissederek güç bulacağınızdan ve böylelikle karşılaştığınız problemlerin üstesinden geleceğinizden emin olabilirsiniz.
Aldığınız eğitimle her zaman Ata’mızın manevi mirası olan akıl ve bilim rehberliğinde hareket edecek, davranışlarınızla çevrenize örnek olacaksınız. Atatürk’ün hayatı hepimiz için bir yol gösterici konumundadır. İmkânsızı başarmış bir neslin torunları olarak karamsarlığa düştüğünüz her durumda Onu hatırlamak size umut ve güven verecektir. Dünyada ülkesi için bu kadar büyük zaferler kazanmış ve devrimler yapmış başka bir lider bulunmamaktadır. Ne kadar şanslıyız ki, O lider Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve bizlere yattığı yerden dahi doğruları anlatmaya devam eden Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Atatürk’ün Türk gençliğine en büyük emaneti olan Cumhuriyet’i korumanın ve öğrencilerimize kazandırmanın kararlılığı içerisinde olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim. Bu anlamlı günde Başkomutanımız ve ulu önderimiz Atatürk ve tüm şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyor, Atatürk’ün izinde yürüyen YÜCElen gençlerimize sevgilerimi iletiyorum.
Kağan Kalınyazgan