Kurucu Temsilcisi - Kağan KALINYAZGAN

Değerli idarecilerimiz, öğretmenlerimiz, velilerimiz, umudumuz ve geleceğimiz olan sevgili öğrencilerimiz. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın 99. yıl dönümünde sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

 

Sevgili Gençler,

 

19 Mayıs, Türk Ulusu için aydınlığa, özgürlüğe ve çağdaşlığa atılan ilk adımdır. Atatürk'ün Samsun'a çıkışı, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasını sağlayan Milli Mücadelenin başlangıcıdır. 29 Ekim 1923 tarihine kadar süren Milli Mücadele döneminde Atatürk, imkânsızlıklar içeresindeki ordulara komutanlık yapmakla kalmamış, aynı zamanda milli bilincin uyandırılması, milli birlik ve beraberliğin sağlanması ve Türk Ulusunun temellerini oluşturacak değerlerin kazandırılması için çaba göstermiştir. Çünkü Atatürk, o eşsiz vizyonuyla, Kurtuluş Savaşı’ndan galip çıkması durumunda kurulacak olan genç Cumhuriyetin ancak bu temel değerler üstünde yükselebileceğini gayet iyi biliyordu.

 

Liderlerin toplumları olumlu yönde etkileyebilmeleri için onlara örnek olmaları ve söylemleriyle yaptıklarının tutarlı olması gerekir. Tarihin akışını değiştiren liderler bu yönleriyle değerlendirilerek tarih kitaplarındaki yerini alır. Atatürk de ülkesinin kaderini değiştirdi ve dünya tarihine geçti; Hitler de… Atatürk davranışlarıyla, barışa ve kardeşliğe verdiği önemle halkın sevgisini, saygısını kazanarak, onları birleştiren, temel hak ve özgürlükleri yaşatan, ülkesini çağdaş uygarlık seviyesine taşıyan bir lider olarak tarihe geçti. Hitler ise sadece kendi kontrolündeki zengin bir sınıfla sermayeyi kendine bağlayarak, kitle iletişim araçlarını kontrol altında tutan, kin ve nefret dolu söylemleriyle toplumu ayrıştıran, temel hak ve özgürlükleri yok sayan, halkını kaosa ve hatta dünya savaşına sürükleyen bir lider olarak tarihe geçti.

 

Topluma örnek olması gereken liderlerin davranışlarının sözleriyle tutarlı olmaması halinde söz uçar, geriye yapılan yanlışlar kalır ve çevresindekiler bunları örnek aldığı için halkalar halinde daha büyük yanlışlıklar toplumun tabanına yayılır. Tıpkı Hitler örneğinde olduğu gibi.

Bu durumda, Atatürk’ün Samsun’a indiği gün sahip olduğu değerlerin Türk Ulusuna kazandırdıklarıyla örtüşüyor olması gerekmez mi?

 

Gelin hep birlikte, Bandırma Vapuru’yla başlayan mucizelerle dolu seyahate bu açıdan bakalım:

 

Boğazlardan İngiliz vizesiyle geçildiği, İzmir’in Yunanlar tarafından işgal edildiği, Anadolu’da karamsarlığın hâkim olduğu 15 Mayıs 1919 gününü düşünün! Herkesin kaçacak bir delik aradığı o günde, Atatürk’ün Samsun’a hareket etmeden bir gün önce, annesi Zübeyde Hanım’ı ziyaret ederek vatanı kurtarmak için Anadolu’ya gideceğini söylemesi, “Hesapta ölmek, gidip gelmemek vardır.” diyerek helallik istemesi aile SEVGİSİNİ ve VATANSEVERLİĞİNİ,

 

Annesinin üzüntüsü karşısında “Anne üzülme, ben size en kötü ihtimali anlattım. Bu işi başarmak ihtimali de kuvvetlidir. Tekrar buraya dönerim. Sizi yanıma alırım.” sözleri UMUT ve İYİMSERLİĞİNİ,

 

16 Mayıs 1919 günü Bandırma Vapuru’nun Kızkulesi açıklarında İngilizler tarafından aranmasını takiben düşman zırhlılarının arasından geçerek İstanbul’u geride bırakan Atatürk’ün güvertedeki arkadaşlarına: “Bunlar işte böyle yalnız demire, çeliğe, silâh kuvvetine dayanırlar. Bildikleri şey yalnız madde! Bunlar hürriyet uğruna ölmeye karar verenlerin kuvvetini anlayamazlar. Biz, Anadolu’ya ne silâh, ne cephane götürüyoruz; biz ideali ve imanı götürüyoruz!” demesi İNANÇ ve GÜVENİ,

 

16 Mayıs 1919 günü Bandırma Vapuru, Karadeniz’e açılırken, kuzey ormanlarına bakarak, Hüsrev Gerede’ye, “Memleketi kurtarınca hatırlatın buraya bir köprü dikeyim.” demesi İLERİ GÖRÜŞLÜLÜLÜĞÜNÜ,

 

16 Mayıs 1919 gecesi Bandırma Vapuru’nun kaptanı İsmail Hakkı Durusu’ya verdiği “Düşman devletlerinin herhangi bir vasıtasının gadrine uğramamak için sahile yakın bir rota tutunuz! Şayet kesin tehlike görürseniz gemiyi karaya, en yakın sahile oturtunuz! direktifi CESARETİNİ,

 

16 Mayıs gecesi Bandırma Vapuru’nun kamarasına kapanıp 3 gün boyunca fırtınalı havaya rağmen birkaç saatlik uykuyla masa başında çalışması ve sorulduğunda önündeki Kurtuluş Savaşı’nı değil de, yeni kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin esasları üzerinde çalıştığını söylemesi VİZYONUNU ve ÇALIŞKANLIĞINI,

 

6 ay öncesinde, İstanbul’un işgal edildiği 13 Kasım 1918 tarihinde Kartal isimli istimbotun güvertesinde tarihe geçen “GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER” sözüyle Kurtuluş Savaşı’nın ilk işaretini vermesi ÖZGÜVENİNİ ve SABRINI,

 

19 Mayıs günü Samsun’dan Havza’ya eski bir Benz marka otomobille hareket eden Atatürk’ün arıza üzerine, beklemeyip “Dağ başını duman almış.” sözüyle başlayan Gençlik Marşını, yüksek sesle söyleyerek en yakın köye doğru yürümeye başlaması, KARARLILIĞINI ve ALÇAKGÖNÜLLÜĞÜNÜ göstermez mi?

 

Anlattıkça bitmiyor. Öyle değil mi? Doğal olarak bütün bu değerlerden nasibini almamış olanlar da kendisini bir anda, onun ve Türk toplumunun karşısında buluyor.

 

Öylesine büyük bir yokluk ve imkânsızlık içerisinde Atatürk’ün toplumu bir araya getirerek çağdaş Türkiye Cumhuriyetini kurması nasıl gerçekleşti dersiniz? Bir mucizeyle mi? Eğer mucize olarak adlandırdığımız bir gelişme yukarıda sıraladığımız değerlere sahip bir liderin önderliğinde hareket eden ulusun başarısıysa sadece mucizeyle açıklanamaz. İnancın, sevginin, kararlılığın, umudun, cesaretin sonucudur.

Sevgili YÜCE’len Gençler,

 

Farz edin ki, Bandırma Vapuru eski ahşap bir vapur değil de, çelikten bir kruvazör olsaydı. Fakat Atatürk o cesarete, inanca, güvene, kararlılığa ve biraz önce sıraladığımız değerlere sahip olmasaydı, sonuç ne olurdu dersiniz?

 

Atatürk’ün izinde yürüyen gençler olarak sizler de Atatürk’ün Bandırma Vapuruna bindiği gibi ileride hayatınızın dönüm noktası sayılacak büyük adımlar atacaksınız. Bu süreçte bineceğiniz vapurdan ziyade, Atatürk’ün sizlere mirası olan ve bu okulda yaşatmayı görev bildiğimiz değerleriniz sayesinde sürdürebilir bir başarı hikâyesi oluşturacak ve geleceğe güvenle bakacaksınız. Bu değerleri yaşatmayı görev bilen çok az sayıdaki eğitim kurumlarından birinde olduğunuz için sizlere daha büyük bir sorumluluk düşüyor. Atatürk’ün izinde yürüyen gençler olarak davranışlarınızla örnek olacak ve bu değerleri yaşatarak çevrenizde halkalar halinde yayılmasını sağlayacaksınız.

 

Böylesine eşsiz bir öndere sahip Türk Ulusu olarak; ancak ona ve düşüncelerine sahip çıkan devlet büyükleriyle Türkiye Cumhuriyeti’ni yükseltebilir ve Atatürk’e olan minnettarlığımızı ifade edebiliriz.

 

Bu duygu ve düşüncelerle, Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, tüm gazi ve şehitlerimizi saygıyla anıyor, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınızı kutluyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

 

 

Kağan Kalınyazgan

Adres Bilgileri